20 Şubat 2010 Cumartesi

Dünyada en son görmek istediğiniz?



Akyuvarların sonuna kadara alkole bulaştığı anda yatakta yatmış gece 24 sonrası aptal tv programlarına zapping yaparken bir anda evet nabzın korkunç atıyor , sanki sınırdasın sanki biraz sonra bir kalp atışı diğer tarafa geçeceksin fakat bu dünyadan giderken görmek istediğin son şey ne olacak diye düşündüm.Gerçekten son şey ne olacaktı burdan giderken iyi kötü 30-40 sene geçirmiştik burda.Gerçi, zaman denen şey göreceli bir şeydi 30-40 sene kime veya neye göre ? Son görmek istediğim şey:Aptal bir show programının bir o kadar aptal ama akıllı olduğunu sanan showmaninin suratı mı ? Hayır,peki yine aptal bir Amerikan tv dizisinin sözde kahramanının yaptığı alengirli oyunlar neticesi aldığı surat şekli mi? Hayır.Görmek istediğimiz gerçekten nedir? Son dakikamızda,son saniyemizde bu yerden göçerken bilinmedik diyarlara giderken neyi görmek isteriz? İşte bu alkollü kanımla oturup bunu yazmak istedim.Gerçekten hiç düşündünüz mü? bu dünyadan giderken en son neyi veya kimi veya ne herneyse görmek istediğinizi?
Tuna ile ilgili tüm komplekslerimi,kıskançlıklarımı,aptallıklarımı bir kenara bırakmışken ve kimin okuduğunu bile bilmediğim yazıları bir kenara bırakmışken bu dünyadan belki de birkaç saniye sonra gidecekken en son nasıl bir manzara: 'scene'' görmek istiyordum? Bu dünyada James Joyce'n Ulysees romanını bile okuyamamış ama Odyssey destanı ile ilgili bir sürü abuk subuk şeyler anlatmışken bir saat öncesine kadar,neyi bilmek veya neyi görmek istiyordum son saatlerimde? Ne aptal Yunan mitolojik kahramanlarının düzen dışı hayatları,ne de Coen Kardeşlerin benzeri filmleri çekiyordu artık beni.Gorge cllooney'i çoktan bırakmıştım Missisippi bataklıklarında.
Beni çağıran tek bir şey vardı:DOĞA.Evet hem de büyük harflerle DOĞA.James Cameron'un yarattığı sanal dünyadan daha gerçek mi bilmiyorum ama DOĞA hemde bana Pandora kadar uzak olmayan bir doğa.
Sonunda içimden yüksek sesle söyledim tüm duvarları yıkarcasına,tüm kapalı kapıları kırarcasına,tüm şiirleri beynimin kıvrımlarında unuturcasına,ağzımın kuruluğunu ıslatırcasına,alkolün esrikliğini idrarlarımdan sökercesine,en sonunda görmek istediğimi manzarayı buldum,bu bana yeter.Belki ölürken görmeyeceğim bir yer olsada hayalim orda olacak.
Marmaris'den Datça'ya giden yolda dağlar tepeler aşacaksın,aşağılara inmeye başladığında bir koy bulacaksın belki çadırlar kurulmuş olacak o koya ağaçlar arasında, belki mevsimler kovmuş olacak turistleri bir Allahın kulu olmayacak işte o ağaçların arasında durgun deniz ve ağaçlar:çam, ama bayağı uzun ,güneş çıktan çıkmış yola aydınlatmış açıkları,işte ben orayı görmek istiyorum son nefesimde,son manzaram o olsun istiyorum.Ya sizin son manzaranız???? Ey bilmediğim okuyucu bana son görmek istediğiniz manzarayı yazar mısınız????????